“Gülümseme!” dedi bana,
“Tamam” dedim.
Bilirsin ya işte insan gülmek isteyip te gülmediği zaman nasıl komik göründüğünü
bende o şekilde baktım ona “ah bana öyle bakma” dedi kahkahaya boğulduk o sırada
ikimizde. Tatlı tatlı isyanını etti, sitemini bu şekilde dile getirdi: “Ben
seninle ne yapayım, gönül rahatıyla bile kızamıyorum sana, baktım mı kıyamıyorum.”
Hakikaten kıyamıyordu bana. Ha hemen söylemem gerekirse bizimkisi aşk hikâyesi değil
sadece çok masumca sonuna kadar gerçek bir hikâyedir işte.
Sonuna kadar dedim sonu nasıl bittiğini söyleyeyim size, bir gün benden
uzaktayken kızdırdım onu. Çok kızmış ki beni tekrar görmek istemedi, konuşurduk
yine hep de ama hiç buluşmak istemedi benimle çünkü biliyor ki yüzüme bakarsa
hemen affeder beni. Yüzüme karşı gelemiyordu, bakışımı çok seviyordu ama dediğim
gibi size işte bizimkisi bir aşk hikâyesi değildi sadece birbirine birden bire bağlanmış
iki insanın kısa süren ama sonuna kadar gerçek bir hikâyesidir.
Bir kaç yıl geçti aradan ama senenin bu zamanlarında hep aklıma gelirdi bu
senede geldi nitekim. Onun doğum günü bu sıralardadır. Doğum günün kutlu olsun güzel
kız bir gün yine seninle karşılamak dileklerle.
Hikâyeme romantik bir hava katmak için bir filmden alıntıyla "Baktığında
bakışlarını kaçıramıyorsan, onun baktığı yerde olma!" demişti, yakın bir arkadaş
yakın bir arkadaşına.
Yazar: Suleiman
Usman IDRISS
Erasmus`ta tanıştığım
ve çok sevdiğim arkadaşım Andreea anısına J
No comments:
Post a Comment